ZAFER

Zaferlerimiz var bizim. Övünç kaynağı zaferlerimiz var dünde kalan. Hiçbir şey tatmin etmedi bizi bir zafer kazanmak kadar.

Peki ya her zafer kazanılmış mıdır? Biri kazanıyorken bir de kaybedeninin olduğu her savaş zafer midir?

Siz bir kazanırken diğeri kaybediyorsa kabul edilir mi?

Başarmakla doğru orantılı gibi gözüküyor. Sizin başarınız bir diğerinin yitirdiğiyse kazanmış sayılmazsınız.

Göz yaşına neden oluyorsanız oldu saymayın hiçbir şeyi. Bir taraf yenilirken; dibi boylarken sizin çıkmış olmanız bir katkı değil aksine hezeyandır.

Hayat bu birileri kazanacak ve birileri kaybedecek tabi ki. Dünya düzenine diyecek söz çok olsa da sözüm yok. Adalet aramakla bulunmuyor genelde.

Zaten kaybolan dengelerde adil olmaya çalışıyorsanız diyecek tek bir şey var: “kimileri daha adil hayatta (!)”

Savaşların mesela görünürde galibi vardır ama kazananı yoktur. Her taraftan bir şeyler götürmüştür her zaman. Kimisinden gençliğini almıştır, kiminden sermayesini, kiminin de canına mal olmuştur.

Vatan savunması baki ve hariç. Müsabakalar için de harici durum diyebiliriz. Zaten amaç centilmence yarışmak.

Bunlar dışında sonu bir tarafın yıkımına sebep olacak her türlü konu ise kazanılmış zafer değildir.

Zaferi zafer yapan arkasında bıraktıklarıdır. Arkasından çiçek açtıramayan kazandım sanmasın.

Sizin kazanımınızdan sonra yıkılmıyorsa bir şeyler, güzellikler bırakabiliyorsanız, kırıp dökmeden ilerlediyseniz asıl zafer budur.

Herkes için adalet isteyebiliyor ve sağlayabiliyorsanız asıl zafer budur. Dahası insanı insandan ayırmıyorsanız kazanmışsınızdır. İnsanı insana kırdırmıyorsanız sizden de büyüğü yoktur.

Asıl zafer karşısındakini de kendi gibi insan kabul edebilenindir. Asıl zafer her koşulda bir çıkış yolu bulabilenindir.

Bazen şartlar ağır olur bazen de ruhunuz dünyaya dar gelir. Her koşulda aynı kalabilmektir başarı. Güne göre değişmeyen, doğruluğundan şaşmayan bahsedebilir kazanmaktan.

Evet kazandır, evet başardın ama bir dön bak arkana ne bıraktın!

Yazar ve Şair Betül FIRAT

Yorum Yap