
Boş sokaklar gibi içim. Dışımda ışık varsa o umudumdur. *** Kimsesiz duraklar gibi içim. Çevrem kalabalıksa yalandır. *** Üşür içim her güneş batımında. Gülümsemem sıcaksa eylemimdir. *** İçimde bir sükunet var. Dışım şen olsa ne olmasa ne. *** İçimde bir yiğit feryadı

Ölü kentler doğuyor içimde. Bir kuytuda can veriyor hiçliğim. Yasaklar arasından seçiyorum sonumu. Bir sokaktan diğerine geçilmiyor. Pusu kurmuş bir hayvan gibi bekliyor yolumda düşman. Günler geçmiyor ve de anlar hainleşiyor. Bir ip dolanıyor boynuma. Bugün son gün gibi yaşıyorum. Savaşlar yıkıntılar

Bazen yorulur insan… yorulur içindeki duyguları taşımaktan. Ağır gelir bazen her şey. Bir tan vaktinde anlar yılların onu ne kadar yorduğunu. Kimisi sevgisini taşır kimisi hasretini kimi de gördüğü riyakarlığı taşır içine. Biri geleceğe taşır her şeyi biri de ansızın yorulur işte.

Ne kadar çok zaman diyoruz… “Biraz zamana ihtiyacım var.” İle “Zamanla olur.” arasındayız. İnsanların tutamadıkları tek şey zaman olsa gerek. Zamanı konserve yapıp daha sonra kullanamayız. Kumbaramızda biriktiremeyiz. Her zaman da yarışırız zamanla bizi geçeceğini ve bizden geçeceğini bile bile. “Zaman armutları

Bazen ne kadar sivri oluyor dilimiz de kalemimiz de. Zehir zemberek saçanları da biliyoruz. Ama kimseye bir faydası yok sivrilmenin. En çok dil yarası acıtır, derler. Gerçekten de her şeyi unutabiliyor insan ama kötü sözleri unutamıyor nedense. Bazen sessizlik daha iyidir. Sizi

Hayatı gerektiği gibi yaşadığımızı düşünüyor muyuz? Daha doğrusu hayatı dolu dolu yaşayabiliyor muyuz? Sadece gezip görmekten veya eğlenmekten bahsetmek hayatı iyi yaşadığımız anlamına gelmez. İnsanlar nedense hobi edinmekten kaçınıyor. Hayat telaşları fazla olsa gerek. Durup dinlenmeye ve farklı ve kendilerini geliştirebilecekleri şeylere