“Sanat toplum için midir, sanat kişi için midir?” sorularına gelmeden, önce sanatla ilgilenecek bir toplum olması gerekmektedir.
Hayat doğup büyüyüp ölmek için değildir elbette. İçindeki güzellikleri de görmek gerekir ki sanat bunlardan biridir.
Sanatın hangi dalı olursa olsun inanılmaz bir emek harcandığı ve sadece sanatseverlerin beğenisine sunulduğu da bir gerçektir.
Sanatçılar yaptıkları işlerden ve eserlerden ne kadar haz alırlarsa alsınlar üçüncü bir gözün takdirine ihtiyaç duyarlar.
Kimse kendine saklamak için tablo yapmaz veya bir şarkıyı arada mırıldanırım diye çıkarmak. İnsanlarla paylaşmak içindir bunlar.
Beşinci sanat olan edebiyat da böyledir. Kimse kendisi okumak için kendi kendine kitap yazmaz ki insanlar günlüklerini bile hayat hikâyesi olarak yayınlamaktalar.
Sanat, sanatçıyı ne kadar tatmin ederse etsin yine toplum içindir. Hangi güzel şarkı derdinizi anlatmaz ki veya hangi güzel tablo içinize bahar getirmez ki veyahut da hangi kitap kendinizi bulmanızı sağlamaz ki…
Bazen sanatın değeri anlaşılmasa da aslında birçok yönden güzelleştirmekte hayatımızı.
Sanatsız bir hayat düşünülemez. Her sanat bir yerde doğanın da yansıması olabilmekte. Doğasız nasıl düşünemezsek kendimizi sanatsız da düşünmemek gerekir.
Sanatçılar her daim var ve var olmaya devam edeceklerdir. Onlara eşlik etmek de sanatseverlere kalmaktadır.
Sanatsal aktivitelere katılmamak sizi bu zevkten mahrum bırakır.
Sanata sadece saygı duymak değil onu hissetmek, kullanmak sanatsal aktivitedir.
Geleceği güzelleştirmek, yeni yetenekler keşfetmek için sanatla kalmak lazım.
Sanatsal aktivitelere toplumun ihtiyacı var, sanatçı zaten inşa kısmındadır.
Yazar ve Şair Betül FIRAT