MUTLULUK PEŞİNDE

Biz kovalarız o kaçar, her yerde bulunmaz; Hint kumaşı da değildir o. Nedir o diye soracak olursanız mutluluktan bahsediyorum. Ne kadar zor olabilir ki mutlu olmak? Aslına bakarsanız kavram olarak arzularına, hedeflerine erişmek olarak tanımlanmış. Bana sorarsanız bu kadarla kalmamalı. Hedefe ulaşılamadıysa bütün hayat bitmiş gibi, dünya üzerimize yıkılmış gibi davranmayacağız herhalde. En azından bir arzum vardı ve bu uğurda isteğime ulaşmak için uğraştım demek de mutlu edebilmeli insanı. Yâda bir söylem vardır; küçük şeylerle mutlu olabilir insan diye. Bu yöntemi denesek de fena olmaz. Çünkü mutluluğun tam bir sınırı, çerçevesi yok. Sizi huzursuz eden her türlü etmenden ari olmak da yeterince mutluluk sebebi olabilir. Her zaman devasa hedef ve arzulara gerek yok bence. Bir nebze rahatlık da mutluluk olabilir kimilerine göre. Tanım yaparken zor değil ama yaşarken tabi ki öyle olmuyor. Mutluluğu yakalamak için de diyar diyar dolaşsak da gerek yok sanırım.

Mutluluk peşinde yıllarını heba edenleri de duymuşuzdur. Mutluluk kaçan ve kovalanan bir şeydir o zaman gibi bir sonuç çıkıyor. İnsanlık doyumsuz ve her zaman kendini yetersiz görmeye devam ettiği sürece de tanım olmaya devam edecek sanırım. Sağlıklı olmak, sevdikleriyle birlikte olmak, insani temel ihtiyaçlarını karşılamak da yeterli mutluluk nedeni olabilir belki. Sizi huzursuz, rahatsız edici bir etmen yoksa eğer; hayattan da zevk almayı bilmek yeterli olabilmeli. Kimi şair ve yazarımıza göre bir demli çay veya bir simit de mutlu edebilirmiş insanı. Çok ütopik gelse de en basitinden bir çikolata kimi mutlu etmez ki; eder elbet. Biraz çocuk ruhunuz varsa; bütün dünyanın derdini yüklenmediyseniz eğer mutsuz olmak için herhangi bir nedeniniz yok diyebilirim.

İnsanoğluyuz, tabi ki hedeflerimiz, arzularımız ve istediklerimiz olacaktır. Şu iş bitsin mutlu olacağım, şu zirveye ulaşmak beni memnun eder, şu durum gerçekleştikten sonra mutlu olacağım cümleleri size de itici gelmedi mi? Bitirmeye çalıştığımız iş eğlenceli bir şekilde bitse; çokça cereme çektirmemiş olsak kendimize, ulaşılmak istenilen zirveyi kendimize göre rahat hale getirsek mesela, beklediğimiz durumun gerçekleşmesi için yeterince çaba gösterilmiş olsak asıl mutluluğu o zaman yaşarız sanki. Tersini düşünecek olursak arzuladığım durumun olmaması durumunda; hayatımızda bir değişiklik, eksiklik veya herhangi yaşayacağımız bir sıkıntı olmayacaksa mutluluğu bunlara bağlamanın da bir anlamı olmayacaktır. Olacak şeyler tabi ki bizi mutlu edecektir ama olmazsa da kaybedeceğimiz fazla bir şey olmayacaktır.

Biraz klişe de olsa insan elindekiyle de mutlu olabilmeli. Yaşamın döngüsü gereği elbette hedeflerimiz, arzularımız olabilir ama bütün hayatın anlamını buna bağlamamakta gerekir. Kendimizi mutlu olmaktan alıkoyduğumuz her an hayatı kendimize zehir ettiğimiz andır ve bizden eksilir. Ne kadar gerekli kendimizi içinden çıkılmaz bir kuyuya atmak? Mutluluk andadır; şundan sonra, bundan sonra mutluluk diye bir şey olmayacak. Kendinize mutluluk nedenine ulaştığınızda yeni bir hedefiniz, isteğiniz olacak ve o zaman yine mutsuzluk çanları olacak kulaklarımızda. Tekrar sil baştan mutsuzluk, mutluluk döngüsünde bulacağız kendimizi. Mutluluğu içselleştirip anda bulamazsak ömür boyu bu döngüde yaşamımızı dolduracağız. Demem o ki mutluluk doldurulması gerekilen bir kota değil; kişiden kişiye değişen göreceli bir duygudur ve biraz da kişinin kendisine bağlıdır. Nicelerini gördük mutluluk peşinde koşan asıl amacı mutluyum demek olan. Bırakın mutluluk içinizde olsun; peşinde koştuğunuz ve yakalayamadığınız; her zaman kendinize bahanelerle dönme sebebiniz olmasın. Şu anda nelere sahibim; bunlar bana yeterli mi diye düşünmek bile yeterli olabilir. Fazlası için mutlu hissederek çaba sarf etmek daha akılcı geliyor. Yeni bir stres kaynağı edinmeden, kendimize dünyayı dar etmeden de ulaşabiliriz istediğimize belki. Karamsarlık ve stres size istemediğiniz hatalar yaptırabilir. Bunu önlemenin yolu da mutluluk peşinde koşup yorulmak değil; andaki mutlulukları yaşamaktır. Kısacası mutluluk bir amaç değil, hayatı anlamlı kılabilmek için bir araçtır ve peşinde koşmadan da aksi bir durum olmadığı müddetçe yaşamın her alanında bulabileceğiniz bir histir.

Yazar ve Şair Betül FIRAT

Yorum Yap