Çok önemli bir formül aslında mutluluğun sırrına erişmek. Mutluluk da ihtiyacımız olan bir şey nitekim. Kendini mutlu etmek de ayrı bir tartışma konusu zaten.
“Az insan çok huzur.” Söylemini savunsa da bir kesim insanlarla beraber mutlu olabilmeyi başarmak da ayrı bir maharet.
Mutlu insanlara da çok katlanabilen yok ya neyse…
Diğer yandan da mutlu görünmek için polyannacılık oynayanda çok. Çünkü biz istemeyiz dipte ve yerde olduğumuzun gözükmesini. Mutsuz olduğu için utanan çok olur.
Mutluluk bir formül de değil açıkçası. Herkesin mutluluğu kendine diyebiliriz.
İnsanlar sürekli yokluklarının üzerinden yaşıyorsa hayatı huzursuzluk kaçınılmaz. Sahip olduklarının üzerinden bakılacak olursa da mutlu olmaya yeter sanıyoruz.
Azı karar çoğu zarar, demek de bir yerde tersine işlemesi anlamına gelebilir.
Mutluluk sonsuza kadar süren bir şey değil elbet. Her an da yeni mutluluklar bulmak gerekli. En iyisi mi içimizdeki mutsuz ve mızmız çocuğu susturmak da tek çare olabilir.
Biraz iyimserlik biraz iyi şans ve biraz kanaat etmek mutluluğu yeterince sağlayacaktır. Bu demek değil ki ilerisini istemeyelim, daha iyisi için çalışmayalım.
Hedeflerimiz de hayallerimiz de afaki düzeyde ve ulaşılmaz olduğu müddetçe mutsuzluk çanlarının çalmasına engel olmayız. Çünkü o hedef veya hayale ulaşamadıkça kendi kendimize felaket zilleriyle gezmek kaçınılmaz olacaktır.
Ulaşılabilir hedefler yani gerçekçilikle ve küçük zaferlerden tat alarak ilerlemek daha makul geliyor bu aşamada.
Küçük zaferleri biriktirerek büyüklerini çekmek de ihtimalle muhtemel.
Siz kendinizi ne kadar rahat hisseder ve ne kadar huzurlu olursanız, sizi mutlu edecek başarıların da kapınızda dizilmesi o derece yakın olacaktır.
Stres ve huzursuzluk her zaman elde edebileceğiniz mutlulukları kovalayacak ve size ulaşmasını engelleyecek etmenlerdir.
O yüzden de ne yaparsanız yapın ağzınızın tadını bozmayın, mutluluğun sırrı burada.
Varın siz de mutlu olun…
Yazar ve Şair Betül FIRAT
