OKUMAYIZ

Biz okumayız, okutamazsınız. Merak ederiz sorularımızın cevabını ama sorup doğru yanlış ağızlardan cevap almayı tercih ederiz. Araştırma yapmak kanımızda olan bir şey değil nihayetinde. Neden öğrenmemiz gereksin ki hem, kültürlü olunca ne yapacağız ki; yenilmez içilmez. O zaman boş verelim okumayalım. Ölü Ozanlar Derneği filmi aklımdan çıkmıyor böyle zamanlarda, geçen bir replikte; ‘Kitap okur musunuz Bay Anderson-Okumuyorum. Eksikliğini de hissetmiyorum.-Ama biz hissediyoruz.’ Eksikliğini kendiniz değil de karşıdakinin hissetmemesi de önemli bir ayrıntı bence. Okumamdan sonraki cümle ‘Yeni kitapları okumam.’ cümlesi rövanştadır. İleri de yanılır şaşar da ünlü olursa kitap o zaman belki. Bugün okunmayan, ilerde bilinince neden okunsun ki? Bugün ihtiyacının olmadığı, sırf artık herkes biliyor diye bir anda ihtiyaç haline mi geliyor, kültür ihtiyacı mı hissediyoruz?

Öteden beri şans veririm yeni olan şeylere. Bir kitap, bir müzik, gezinti yeri, sineması-tiyatrosu, yemeği, retrosu olmayan daha bir dolu hobi olabilir bunlar. Hobiler, ben okumam fobisi olmasın dikkat edelim de. Yeni bir şey öğrenmeye, yeni bir deneyim kazanmaya,  yeni bir şeyler denemeye alerjimiz olmasın yeter ki. Bilinmez belki bu yeni olan iyi gelecek, belki aradığın kam tam olarak budur. Korkar mıyız yoksa yeni oluşumlardan, yeni insanlardan, yeni kitaplardan? Neden korktuğumuzu, kaçtığımızı bilmeden yarışır şekilde sakınmanın başka bir açıklaması olamaz. Beğenmezsek geçmiş olur, beğenirsek müdavimi oluruz herhalde. İnsanları böyle şeylerle oyalamayın lütfen; belli ki alışkanlıkları var, bağımlılıkları kolay geçmez belli ki. Senelerdir okunan birinin kitabı yeni de olsa, hitap etmese de bilinir. Bu kısmı da yeni, onun da içini elimize alana kadar bilmiyoruzdur. Bilmemek korkutur insanı ya değişirsek ya koparsak alışılagelenlerden değil mi ama.

İnsanların en çok yakındığı olgudur okumaması; biri çocuğum okumuyor der, biri yakınından şikâyet eder. Sen ne kadar yapıyorsun da bunu başkasından bekliyorsun diye sorası geliyor insanın. Öyle ya önce yapıp örnek olmak varken, neden yakınıyoruz ki? İşimize gelmiyor belki de; şimdi kalkıp yeni bir tecrübe edineceksin, kafanı yoracaksın, bir dolu düşünecek yoracaksın kendini. Ne gerek var durduk yere. Çocuğum oku, ben okumadım sen oku bar, arkadaşım kendin için kazanımların olsun oku demek kolayı işin nasıl olsa.

Okursun aslında; rahmet okursun bir defa, alışverişin fişini, durağın numarasını, içinden düzinelerce şikâyet barındıran, haberin kötüsü olmayan demeçleri. Algımı kurcalayın ama beni yönlendirebilirsiniz denilen her şey itina ile yapılır.  Bunların yerine yeni şeyler, ince şeyler düşünmeye; tekdüze hayatımıza gelecek yeni renklere karşıyız. Herkes herkesten bir şeyler öğrenir, yeri geldiğin de bir çocuktan da neler öğreniyor insan. Hiç olmazsa bildiğinin doğrusunu, yanlışını öğrenir insan. Yeniliklere, okumaya kapatmamak gerekir kendimizi. Dönem itibariyle elemek zorunda da kalsak çeşitlilik ve kolay ulaşımla; bilgi ve yenilik her zaman güçtür. Okumuyoruz tabirini değiştirmenin tam zamanıdır şimdi. Bilinçli okuyoruz, bilinçli araştırıyoruz, bilinçli yaşıyoruz biz aşamasına geçmemiz gerekliliktir. Hem kendimiz hem yeni nesiller için şimdi; okuruz, araştırırız, deneriz, yapabiliriz bizde kısmının ritüele dönüşmesinin yeridir.

Yazar ve Şair Betül FIRAT

Yorum Yap