Betül Fırat: Şiirin etkisini yitirmesi mümkün değil

Röportaj: Yusuf Çifci

Mavinin Fecri ve Mihrinin Hicranı kitaplarıyla okuru selamlayan yazar ve şair Betül Fırat’ın yayımlanmayı bekleyen pek çok kitabı bulunuyor. Çeşitli dergilerde deneme ve öyküleriyle yer alan Fırat, kendimi bildim bileli yazıyorum diyor.

Mürekkep Söyleşiler’de bu hafta şair ve yazar Betül Fırat ile konuştuk.

Betül Hanım öncelikle sizi tanımak isteriz. Kimdir Betül Fırat?

Ben Betül Fırat. Amasya 1984 doğumluyum. Kamuda Ziraat Yüksek Mühendisi olarak çalışmaktayım. Çıkmış olan Mavinin Fecri ve Mihrinin Hicranı kitaplarımla yazarlık ve şairlik hayatına adım atmış oldum. Birçok yerel gazetede köşe yazarlığı, birçok dergide öykü ve deneme yazarlığı ve Edebiyat Sanat Meltemi Platformu’nda Genel yayın Yönetmenliği yapmaktayım. Birçok faaliyette bulundum; bunlar dışında ve ayrıca 2022 Altın Kalemler Şiir Mansiyon Ödülüne layık görüldüm. Önümüzdeki süreçte de ulusal çapta yapılacak birkaç ödüle aday gösterildiğim sinyalini aldım.

Nasıl başladı yazı yolculuğunuz?

Kendimi bildim bileli yazıyorum desem yeridir. Lise yıllarımda şiirle başladı serüvenim. Daha sonrasında denemeler, köşe yazıları ve aforizmalarla devam etti. Şu anda da yoğun bir yazarlık tempom bulunmakta.

İlk kitabınız Mavinin Fecri ismini taşıyor. Ne anlatıyorsunuz bu kitapta?

Mavinin Fecri adı ilginç geldi okura. Mavi zaten umudu taşımaktadır; Fecir ise tan yerinden önceki karanlıktır, aydınlanma zamanı da diyebiliriz. Genelde aile, toplumsal kadın, çocuk, şehitler gibi konuları ele aldım ve ayrıca da aşk, ayrılık konularını içermekte. Her zaman barış ve iyilik isteyen bir yapım olduğu için bu konularda çokça mesaj içermekte. İçerlediğim her konu kitabımda yer almakta.

Denemelerinizde nelerden besleniyorsunuz?

Denemelerde ve köşe yazılarımda genelde toplumsal olaylar ve dezavantajlı konular olduğu için ana kaynağım toplum ve insanlar olmakta. Günlük konuşmalar içinde kelime ve cümleleri özenle seçer üzerine yazılarımı yazarım. Yaşam yazmak için yeterince iyi bir kaynak. Dünyayı kurtaracaksa iyilik ve güzellik kurtaracak.

Aynı zamanda şiirler de yazıyorsunuz. Mihrinin Hicranı isimli bir şiir kitabınız bulunuyor. Şiir ile düzyazıyı kıyasladığımızda hangisi daha zor?

Düz yazınız kurgulanmış olabiliyor ama şiir tamamen içten gelen bir şey. Kurgularken özenle seçmeniz gerekiyor kelimeleri ve insanların ruhuna hitap edebilmeniz gerekiyor. O yüzden kurgu içeren düz yazılar daha zordur genelde, baya bir akıl yorulması gerekir. Ben ise en çok yeni çıkacak olan romanımda zorlandım diyebilirim. Okuyucunun ilgisini çekmek ve devam ettirmek başlı başına bir başarı olsa gerek.

Kadın bir şair olarak şiirlerinizde nelerden besleniyorsunuz?

Şiirlerim genelde yaşam, içimize dert olan konular ve çoğunlukla ayrılık şiirlerinden oluşmakta. Kalbinizdeki duygular, kırgınlıklar ve düşünceleriniz şiir olarak geri dönebilmekte şairine.

Şiirde erkek şair egemenliği var gibi. Sizce neden böyle?

Erkek egemenliği her yerde var gibi. Evet, şiirde de bu konu hüküm sürmekte olsa da içinde bulunduğumuz süreçte kadın şairlerin sayısı da azımsanmayacak derecede bir hayli artmış bulunmakta. “Kadınlar şiir yazmaz.” Algısı var ne yazık ki toplumda. Kadınlar şiir yazmaz demek; kadınlar hissedemez ve dile getiremez demektir bana göre. Halbuki kadınlar duygularını daha yoğun yaşar ve daha çok ifade ederler. O yüzden bu konudaki erkek egemenliğinin yıkılacağını düşünüyorum ve kadınlarımızın ihtiyaç duyduğu cesareti kendilerinde bulabileceklerine inanıyorum.

Şiirin son dönemde pek de tercih edilmeyen bir edebi tür olduğunu görüyoruz. Şiir etkisini yitirdi mi?

Şiirin etkisini yitirmesi mümkün değil. Sadece yeni çıkan şairler kendilerine bir yer edinmekte zorlanmakta ve toplumun desteğine ihtiyaç duymakta. Şarkıların özü şiirdir ki kim şarkı dinlemez ve ilgi duymaz? Şimdi yeni moda ise şiirlere albüm yapılması olmakta. Şu an şiir seslendirmeleri rövanşta olmakta. Benim de kanalımda birkaç şiirin seslendirmesi ve bestelenmiş şiirlerim bulunmakta.

“Arada Kalmış Bir Sevda” isimli şiirinizde yarım bir aşktan bahsediyorsunuz. Aşk şiirde en çok kullanılan temalardan bir tanesi. Sizce neden aşk şiirlerde bu kadar çok yer alıyor?

Aşk kalbi ve ince bir duygu. Yaşamı boyunca herkesin bu konuda ufak da olsa bir yarası vardır mutlaka. En çok takıldığımız konu da bu sanırım. Herkese hitap etmesi ve herkesin içine dokunmasından dolayı olabilir. O an içinizde aşka dair bir şey yoksa bile bu tür şiirler dinleyince içinizden bir şeyler kopar, etkilenirsiniz. Kimi maziyi anlatır aşk konusunda kimi ise gelecekte yaşamayı umduklarını. Bir vakti saati yoktur kısaca…

Çeşitli öykü yarışmalarında jüri üyeliği de yaptınız. Sizce edebiyat yarışmalarına gönderilen eserler objektif bir şekilde değerlendirilebiliyor mu?

2022 Ferhat ve Şirin Öykü Yarışmasında Jüri Başkanlığı yaparak süreci jüri üyesi değerli yazarlarımızla bizzat yürüttük. Öyküler dosya halinde ismen alınsa da öyküler rumuz ile gönderilmekte. Objektif olarak değerlendiriliyor çünkü jüri üyeleri öykünün kime ait olduğunu bilmeden okuyup değerlendiriyorlar.

Gelecek ile ilgili planlarınız neler? Yeni kitaplarınız ne zaman çıkacak?

Yazarlık kariyerime yeni proje ve eserlerle devam etmek istiyorum. Okuyucularımızın beğenisi almak en büyük arzumuz.

Yakın zamanda çıkacak olan “Heybemden Dökülen Öyküler” öykü kitabım ile farklıbir dünyanın kapılarını aralayacağız hep beraber, “Siyah Şapkalı Adam” romanım ile birliktesürükleneceğiz ve çözmemiz gereken meseleler var, “Derin Mevzu” adlı deneme kitabım ilekonuşacaklarımız olacak. Kitaplarda buluşmak üzere, edebiyatla kalın… Hoşça kalın.

BİR YAZARA SORDUM: 7 KISA SORU, 7 KISA CEVAP

Satın aldığınız ilk albüm

Sezen Aksu albümü.

Son zamanlarda baştan sona dinlediğiniz albüm

Ajda Pekkan albümü

Sinemada izlediğiniz ilk film

Çocuk Filmi

Ezberlediğiniz ilk şiir

Sevgilerde (Behçet NECATİGİL)

Sizi etkileyen üç kitap

Nutuk, Tanrılar Okulu, Başarının Sırları

İzlediğiniz ilk tiyatro oyunu

Gölge

Gün içinde en çok kullandığınız kelime

Aynen

https://www.murekkephaber.com/betul-firat-siirin-etkisini-yitirmesi-mumkun-degil/14043/

Yorum Yap