Dünyanın içinde bir kara delik var ve hepimizi yutacak gibi duruyor. Bu hisse nerden kapıldım bilmiyorum ama size de öyle gelmiyor mu?
İçimizde hiç güzel bir şey bırakmamış gibi dünyanın derdiyle uğraşır olduk. Dünya da insanlar da geçici; yanımıza tek kâr kalacak ise bugün yaptıklarımız.
Bugün bana yapılan haksızlık yarın başkasına yapılacak. En başından bir dur demek gerekir bu duruma.
Nedense insanlar birbirinin canını yakmaya programlanmış gibi. Sürekli dibe batışımızın nedeni de bu olsa gerek.
Oysa insanlar birbirini yücelterek yaşamalı diye öğretildi bize. Kazan kazan ilkesi gibi yani.
Yaşadıklarımız ise tam tersi; herkes birbirini aşağı kara deliğe çekmek ister gibi davranmakta.
İnsanların tatlı diline çok aldırmayın; kimisi de şaka yollu sizi dibe itebiliyor. Güler yüz her zaman masumiyetle eş değer değil yani.
İnsanların birbirini manipüle etmesinin en etkili yolu sanırım ballarının zehirli olması; ne olduğunu anlamadan uyuşmuş oluyorsunuz zaten.
Panzehir sunmamız gerekirse size; her tatlı dile kanmayın, her güleni dost sanmayın diyebiliriz ki bunların zaten farkında olmamız gerek.
En büyük zararı “Senin iyiliğin için diyorum.” diyenlerden gördük sanki. Bir adım önde olmanız rahatsız etmiş olmalı ki sizi karanlığın içinde bırakmaktan çekinmemişler.
Yaptığınız her iş için ‘Eh işte.’ diyenler mesela; “İyisin ama çok da iyi olmanı istemiyorum.” demek isteyenler olsa gerek. Çünkü bunları diyenlerden iyi olamazsınız ve iyi işler yapamazsınız.
Direk mundar oldu faaliyetleriniz; başkaları aynı seviyeye ulaşamadı diye.
Siz yine de devam edin her ne yapıyorsanız. Bir gün geldiğinde gerekli desteği ve takdiri zaten bütün toplumdan aldığınızda kişilerin kara deliğinin bir önemi kalmayacak.
Her ne olursa olsun kendiniz bir kara delik olup da kimseyi karanlığınıza çekmeye çalışmayın.
Yazar ve Şair Betül FIRAT